Çinli üretici Chery son 2 yılda 100 bin adetlik satışı aşarak yıllardır pazarda boy gösteren ithal markaları geride bıraktı. Geçen yıl ilk 5’e giren marka, ek kararlarla birlikte satış adetlerinde kayıp yaşadı.
Çinli üretici Chery son 2 yılda 100 bin adetlik satışı aşarak yıllardır pazarda boy gösteren ithal markaları geride bıraktı. Geçen yıl ilk 5’e giren marka, ek kararlarla birlikte satış adetlerinde kayıp yaşadı. Chery’nin Türkiye pazarındaki yolculuğu, kullanıcılarıyla kurduğu birlikteliğin öyküsü etkileyici bir noktaya ulaştı. Marka, zorlu araç uyum standartlarıyla bilinen Türkiye pazarında “talep öngörüsü- ürün evrimi” adında kapalı devre bir çözüm geliştirdi. Chery, geniş iç hacmi ve tüm senaryolardaki güvenlik özellikleriyle kalabalık ailelerin seyahat gereksinimlerini karşılayan TIGGO serisinden, genç kullanıcıların canlı yaşam tarzına ve akıllı mobilite tercihlerine cevap veren OMODA serisine kadar her zaman “kullanıcı gereksinimlerini öncelik olarak görme” yaklaşımına bağlı kaldı ve yerel kullanıcılara kaliteli, akıllı ve yüksek performanslı araçlar sunmaya kendini adadı. Bu “kullanıcı öncelikli, bölge odaklı” strateji, pazardaki oluşumu yeniden şekillendiriyor.
Eski algıyı unutturdu
Yaklaşık 12 yıl önce pazara giren ve birkaç sene sonra pazardan ayrılan markanın geçmişte kötü bir algısı oluşmuştu. Şimdi ise ulaştığı satış adetleriyle güveni yeniden kazanan marka, satış öncesi danışmanlıktan satış sonrası bakıma kadar tüm yaşam döngüsünü kapsayan yüksek standartlı bir hizmet süreci tasarladı. Her bir ayrıntı, kullanıcı memnuniyetini sağlamak üzere tasarlandı. Chery, Türk kullanıcıların gözünde güvenilir ve ulaşılabilir bir ulaşım aracından çok daha fazlasını ifade ediyor ve “daha iyi bir hayat arkadaşı” ile eşanlamlı hale geliyor. “Önce kullanıcı” yaklaşımı pazarda kabul gören Chery, bunun yansıması olarak toplam satışlarını 100 bin adedin üzerine taşıdı. Ancak bu, sadece bir sayı olmanın ötesinde 100 bin kullanıcıdan oluşan gerçek güveni temsil ediyor. Bu aynı zamanda Chery’nin yıllar boyunca ürün kalitesine, teknolojik yeniliğe ve pazar stratejisine odaklanmasının bir sonucu olurken markanın pazardaki rekabet gücünü de ortaya koyuyor.
