Artan kur ve verginin hem üretici hem de tüketicileri zor durumda bırakıyor. Mevcut vergi sisteminin bir an önce değişmesi gerektiğini söyleyen Hyundai Türkiye Genel Müdürü Berkel: “TL’deki değer kaybı karşısında tüketici parasını korumak istiyor. Bu yüzden ya araç alıyor ya da döviz tarafını seçiyor. Mevcut vergi sistemi herkesi zorluyor. Bazı versiyonları bile üretimden kaldırmak zorunda kalıyoruz. Sil baştan bir sistemin oluşturulması gerekiyor.”
ALİ YILDIRIM-İSTANBUL
Otomotiv sektörü zorlu bir viraj içinde. Yüksek kurla birlikte mevcut vergi sistemi sektörü iyice belirsizliğin içine itti. Ağustos ayında gerçekleşen matrah artışının bile Ekim 2021’e bakıldığında hükmü kalmadı. Bunun üzerine pandemiyle birlikte tanıştığımız çip krizi tedarik sürelerini yok etti ve olmayan araca talep patladı. Oto Gündem’e özel açıklamalarda bulunan Hyundai Türkiye Genel Müdürü Murat Berkel, vergi sistemi ve yüksek kuru yorumladı. Aslında tüketicilerin TL’nin değerini korumaya çalıştıklarını anlatan Berkel, bunu ya kurla ya da araçla yapmaya çalıştıklarını söyledi. Pandemiden önce 100 bin liralık araçların artık 200 bin lira üzerinde olduğunu belirten Berkel, gelirlerinin aynı şekilde artmadığını vurguladı.
ZAM YAPMAK ZORUNDA KALIYORUZ
Yüksek kurun otomotiv sektörünün de işine gelmediğine dikkat çeken Berkel “Mevcut vergi sistemi herkesi zorluyor. Bizi de müşteriyi de zorluyor. Ani matrah artışlarından dolayı bazı spektlerde sıkıntı yaratıyor. Bazı araçları üretimden kaldırmak zorunda kalıyor. Sil baştan bir sistemin oluşturulması gerekiyor. Ama maalesef devlet ayağında bu anlamda bir çaba ve çalışma yok. Birçok parça kurla geliyor. Zam yapmak zorunda kalıyoruz. Kurdaki hızlı değişimden dolayı euro bazında sattığımız araç gelene kadar kur çıkıyor aradaki zararı nasıl kapatacağız? Mecburen artışa gidiyoruz” dedi. Zaman zaman kârdan bile feragat ettiklerine değinen Berkel şöyle konuştu: “Önceki sene ÖTV’de değişimden dolayı talep artışından dolayı fazla sipariş verdik. Aniden ÖTV tekrar yükseldi. 4 ay zarar ettik. Biz kurdaki her değişimden kâr etmeye çalışmıyoruz. Gelen malı yerine koymaya çalışıyoruz. Geçmiş yıllarda kur sabit olduğu için yüzde 1 falan zam yapardık.”
SATIŞLARIN ÇOĞU YÜZDE 50’LİK DİLİMDE DÖNÜYOR
Gelirlerin düştüğünü ifade eden Berkel, artık araç satışının yüzde 50’lik ÖTV diliminde olan modellerde döndüğünü söyledi. Berkel “İnsanlar şimdi gelir olmadığı için yüzde 50 dilimindeki araçlara yöneldi. Herhangi bir marka da yüzde 50 diliminde olmayan yerli aracı biraz daha fazla üretmeye başladı. Bizde i10, i20 ve Bayon ağırlıklı olarak yüzde 50 diliminde olduğu için biraz rahatladık. Şimdi kur artsa bile risk ortadan kalktı. Bugün ÖTV matrah güncellemesi yapmasalardı çoğu araç yüzde 80 ÖTV’lik dilime girecekti. Kurla beraber işçilik de ucuzladı ve neredeyse Çin’in altına düştü. Arz talebi karşılayamadığı için otomotivde 2. el ve sıfır arasında fark kalmadı” diye konuştu.
BUGÜN ALMADIĞINIZ ÜRÜN YARIN ZAMLANIYOR
Aracın fiyatı arttıkça vergisi de artıyor. Yüzde 80 ÖTV’li modellere değinen Murat Berkel “Bu oran geçildiği zaman fiyat ciddi oranda artıyor. A, B veya C segmentinden araç alan müşteri profili belli. Bu sınıfta araç alan müşteri çok fazla para ödemek istemiyor. Ya da bütçesine uymuyor. Ağırlıklı talep A, B ve C’nin büyük kısmında yüzde 50 ÖTV’yi geçmeyen segmentte oluyor. Bugün almadığınız ürün yarın zamlanabiliyor. Kurun artmasını en çok istemeyen sektör biziz. Çünkü en çok biz etkileniyoruz” dedi.
5 YILLIK PLANLARIMIZ GÜNLÜĞE DÖNDÜ
Çip krizinden dolayı şu an araç stoklarının neredeyse yok olduğuna değinen Murat Berkel “Fabrika neyi üretebileceğini söylüyor. Bizde talep olduğu için alabiliriz diyoruz. Başa baş stoklarla gidiyoruz. Ne geliyorsa gidiyor. Tabi bütün modellerde böyle değil. Piyasa şu anda yüzde 50 ÖTV dilimindeki araçlar üzerinden dönüyor. Burada da yerli üretici avantajlı konumda. Yüzde 80 ÖTV olanlar biraz daha yavaş. Mesela elimizde Tucson var. Fakat eskiden stok demeyeceğimiz 300-500 adede stok demeye başladık. Otomotiv son 2 yıldır inanılmaz bir yatırım aracı olarak kullanılmaya başlandı” diye konuştu. Çip krizi ve tedarik sorununda fabrikanın İzmit’te olmasından dolayı avantajlı olduklarını söyleyen Berkel şöyle devam etti: “Fabrikayla yakın temas içindeyiz. Oluşan değişikliklere göre aksiyon alabiliyoruz. Otomatik vites araç üretemediği zaman benim haberim oluyor. Biz de otomatik talep eden pazarların boşluğunu doldurup ve siparişimizi artırıp o araçları yurt içine çekiyoruz. Planda olmayan araçları da satıyoruz. Piyasalardaki sıkıntıdan dolayı 5 yıllık planlar yıllıktan aylığa, aylıktan günlüğe düştü. Şimdi de anlık değişebiliyor. Günde 3 defa üretimle ilgili planlama değişebiliyor. Eskiden 5 yıllık planın saniyesi hatta salisesi belliydi. Şimdi maalesef parça tedarik sorunu ve çip krizi bu durumu tersine çevirdi. Pazarın nereye gideceği nasıl şekilleneceğini bilmenin imkânı yok artık.”
AVRUPA’NIN İSTEMEDİĞİ TÜRKİYE’DE YOK SATTI
Hyundai Assan fabrikasının İzmit’teki konumundan dolayı avantajlı olduğuna değinen Murat Berkel, tedarik sorunu yaşamadıklarını belirtti. Üretim tarafından örnek veren Berkel “Hyundai’nin İzmit fabrikası Avrupa için üretilen araçlarda ön kamera şartı bulunuyor. İç piyasada böyle bir zorunluluk yok. Ön kamerada tedarik sıkıntısı yaşanıyor. Avrupa’nın istediği 5 bin aracın anca 3-4 bini üretilebiliyor. Artan bin adetlik ön kamerasız aracı Türkiye’de öyle bir zorunluluk olmadığı için biz rahatlıkla alabiliyoruz. Böylece iç piyasada sıkıntı yaşamıyoruz. Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim böyle gittik” ifadelerini kullandı.
İZMİT’TEN BEKLENTİNİN ÜSTÜNDE ARAÇ ALDIK
Hyundai’nin hedeflerini hemen hemen tutturduğunu anlatan Murat Berkel sözlerini şöyle tamamladı: “Biz hedeflerimizi geçen seneyle kıyasladığımızda yaklaşık yüzde 60’ın üzerinde artış yaşadık. Pazar yüzde 36 daralırken biz artış kaydettik. Şu ana kadar 29 bin araç sattık. Temmuz, Ağustos ve Eylül olmak üzere 3 aylık dönemde bizim pazar payımızı yaklaşık yüzde 8 civarıydı. İzmit fabrikamızdan beklentimizin çok üzerinde araç aldık. Talepte bulunduk desteklediler. Biz normal planlarımızın üzerinde araç talep ettik. Pazarda olası çip krizinde artı yaratırız diye ve yarattık. Pazar payımız 3 aylık dönemde yüzde 8, yıllık süreçte yüzde 5,3 oldu. Geçen sene 3,7 idi. Biz düşen pazarda elimizde araç olduğu için küçülen pazarda büyüdük.”