Türkiye pazarına giriş yapan elektrikli otomobil markaları Ticaret Bakanlığı duvarına çarptı. Bakanlık kısa süre önce elektrikli araç ithalatı yapan distribütörlere 7 bölgede 20 servis şartı getirdi. Aynı zamanda TSE şartı da olacak. Fakat bunun şimdilik bir eğitim müfredatı bile yok. Bütün bu şartlar bir araya gelmediği sürece distribütörlere ait servis şartının tamamlanması imkansız. TSE müfredat olmadan değil servis yatırımı kimse çadır bile kuramaz.
ALİ YILDIRIM
Ticaret Bakanlığı’nın Kasım 2023 sonlarına doğru çıkardığı ‘Bazı Elektrikli Araçların İthaline ilişkin Tebliğ’ tartışmaları da beraberinde getirdi. Oldukça mantıklı olan servis girişimi aslında bir o kadar da mantıksız. Özellikle Türkiye’de 7 bölgede distribütörün kendine ait en az 20 servis kurması şartının biraz daha elden geçmesi gerekiyor. Bunu 30 günde yapmayan veya yapamayan firmaların Türkiye’de elektrikli araç satması imkansız hale gelecek. Hatta mevcutta bile Türkiye’de yıllardır faaliyet gösteren birçok ithal markanın da kendine ait 20 servisi yok.
ÇİNLİLER HEDEFLENİYOR
Ağırlıklı olarak Türkiye’de Çinlileri hedefleyen kararla birlikte ülkede faaliyet gösteren birçok yeni marka 2024’te satış yapamayacak. Mevcutta elektrikli otomobil satan birçok marka da yeni dönemde özellikle pazara yeni girenleri daha zor bir dönem bekliyor. Şu an Çinli markalar tarafında elektrikli otomobil satan veya satmaya hazırlanan markaların hiç birinin 7 bölgede 20 servisi yok.
YERİNE GETİRİLMESİ İMKANSIZ ŞARTLAR VAR
Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) ise şöyle bir açıklama yaptı: “İzin Belgesinin temini için 30 gün süre verilmiş ve bu süre içerisinde yerine getirilmesi imkansız birçok şart ileri sürülmüştür. Bu şartların yerine getirilmemesi halinde araçların ithalatına izin verilmeyeceği ve ilgili markanın etkilenen modellerinin Türkiye’de satışının durdurulacağı ifade edilmiştir.
BAYİLİK YATIRIMI YAPANLAR ZARARA UĞRAYACAK
Yetkili Satıcılık mesleği açısından ortaya çıkan sakıncalar ve tehditler aşağıda özetlenmiştir: Tebliğin yayınlanmasından önce ülkemize ithalat izni almış ve satışına başlanmış olan marka ve modeller için distribütörler ile yetkili satıcılar arasında bayilik sözleşmeleri imzalanmış ve markanın belirlediği standartlara uygun yatırımlar gerçekleştirilmiştir. Yeni tebliğ ile ilgili markanın modellerinin ülkemize ithalatı duracağı için, yeniden izin belgesi alınana kadarki süreçte yetkili satıcıların araç kaynağı kesilecek ve ticaret tamamen duracaktır. Bu markalara yatırım yapmış olan yetkili satıcılar için ilk etapta zarar, sürecin uzaması halinde de iflas kaçınılmaz olacaktır.
DİSTRİBÜTÖR KENDİ BAYİSİYLE REKABETE Mİ GİRECEK?
Tebliğ ile distribütörlerin 7 bölgede 20 adet TS 12047 ve TS K 646 belgeli servise sahip olmaları şart olarak ileri sürülmüştür. Ülkemize ithalat yolu ile gelen tüm araçlar için aslında geçerli olan bu hüküm sadece elektrikli araçlar için distribütörün sahibi olması şartı ile genişletilmiştir. Türkiye’de 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren yetkili satıcılar, üretici standardında yetkili servisler ile bu görevi üstlenmiş ve devam ettirmektedir. Yeni hüküm ile tüm bölgelerde yetkili satıcılar kendi yaptıkları yatırımlarına karşılık bir de distribütörün aynı işkoluna yatırım yapması sonucu ile karşılaşıp rekabet etmek zorunda kalacaklardır. İşveren statüsündeki distribütör ile aynı alanda rekabet etmek yetkili satıcılar açısından verimsiz bir yatırıma neden olacaktır.
ÇAĞRI MERKEZLERİ KENDİ
SERVİSLERİNE YÖNLENDİRECEK
Yeni yayınlanan tebliğ tüm markaların en az 40 çalışan ile bir çağrı merkezi sahibi olmasını da amir hüküm olarak getirmektedir. Yetkili satıcıların gerçekleştirdiği satışların ardından servis ihtiyacı doğan tüketiciler yetkili satıcılar ile bu ihtiyaçlarını gidermek yerine çağrı merkezi aracılığıyla distribütörün sahibi olduğu servislere yönlendirilecektir. Bu da serbest rekabet açısından ayırımcılık doğuracak ve yetkili satıcıların iş hacminde önemli bir düşüşe neden olacaktır. Zaten elektrikli araçların içten yanmalı araçlara göre çok daha az servis girişine ihtiyacı olması nedeniyle düşecek olan iş hacmi, çağrı merkezi ve distribütörün sahibi olduğu servisler nedeniyle iyice azalacaktır.
PEKİ ÇÖZÜM YOLU NE?
T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından ithalatın önüne geçilmesi ve yeni dönemin parlayan yıldızı elektrikli araçların satışının kontrol altına alınması amacına yönelik hazırlandığı anlaşılan tebliğ, bu amacın dışında yerleşik düzeni ve tamamlanmış yatırımları tehdit edecek boyutta bir sonuç doğurmaktadır.
1270 TANE BAYİ VE SERVİS BİR ARADA
Türkiye’de 1.270 plaza ile tüm illeri kapsayacak şekilde yaygın bir teşkilata sahip olan yetkili satıcılar açısından yukarıda sıralanan sakıncalara yönelik çözüm önerilerimiz aşağıda kamuoyunun dikkatine sunulmaktadır:
YETKİLİ SERVİSLERİ DE KAPSAMALIDIR
Tebliğe eklenen distribütör tarafından sahip olunan 7 bölgede 20 servis ibaresi, yetkili servisleri kapsayacak şekilde değiştirilmeli ve üretici standardında servis veren yetkili satıcılar ile yapılan anlaşmanın kapsam içinde değerlendirilmesi sağlanmalıdır. Yetkili satıcılar 50 yılı aşkın süredir gerçekleştirdikleri görevi TSE’nin belirlediği standartlarda yapmaya devam etmeli ve distribütör ile rekabete girmek zorunda bırakılmamalıdır.
1 AYLIK SÜRE İMKANSIZ EN AZ 1 YIL VERİLMELİ
Tebliğ ile getirilen eğitim ve çağrı merkezi şartları için hem distribütöre hem de yetkili satıcılara gerekli altyapıyı hazırlamak için makul bir süre tanınmalıdır. Henüz ne MYK tarafından ne de TSE tarafından bir eğitim müfredatı hazırlanmadığı için verilen 1 ay süre içerisinde bu eğitimlerin tüm çalışanlar için tamamlanması imkansızdır. Bu sürenin en az 1 yıl olarak revize edilmesi önerilmektedir.
YATIRIM YAPAN MARKALAR VE
BAYİLER MAĞDUR EDİLMEMELİ
Tebliğ öncesinde ithalat iznini alarak satışına başlanmış marka ve modeller için ithalat izin belgesinin temini için verilen sürenin uzatılması ve tamamlanmış yatırımları bulunan yetkili satıcıların mağdur edilmemesi gerekmektedir. Bu sebeple, tebliğin bu marka ve modeller için başlangıç süresinin en az 1 yıl olarak revize edilmesi önerilmektedir.
MAĞDURİYET ORTADAN KALKACAKTIR
Elektrikli araçların satışı ve kullanımı sırasında tüketici mağduriyetini engelleyecek her türlü tedbirin yanında olduğumuzu ancak bu bakışın menşei fark etmeksizin tüm elektrikli araçlar için geçerli olmasının da serbest rekabet açısından önemli olduğunu ifade etmek isteriz. Ülkemizde hiçbir yetkili satıcısı olmayan, servis ağı kurulmamış bazı markaların sadece üretildikleri ülke kapsam dışında olduğu için mağduriyet yaratmasının da bu şekilde ortadan kaldırılacağına inanıyoruz.