Üç Fransız dev marka; Citroen, Accor ve JCDecaux şehir içi ulaşımın geleceğine yön vermek için The Urban Collëctif bünyesinde güçlerini birleştiriyor.
Dünyanın dört bir yanındaki şehirler değişerek gelişirken, 2050 yılında küresel nüfusun üçte ikisinin büyükşehirlerde yaşayacağı tahmin ediliyor. Bu değişim çeşitli ekonomik, sosyal, toplumsal ve çevresel zorluklara aktif olarak yanıt veriyor. Geleceğin kentlerini yaratmak için yeni fırsatlar da sunuyor. Toplum ve özellikle yerel yönetimler, “geleceğin kentlerini” şekillendirme noktasında kilit öneme sahipler. Ancak şirketlerin de bu değişiklikleri öngörmesi ve desteklemesi gerekiyor.
4 KASIM’DA TANITILACAK
The Urban Collëctif, herkese yönelik şehir içi otonom ulaşımın geleceğini hayal etme düşüncesiyle doğdu. Citroen, Accor ve JCDecaux, tamamen yeni şehir içi deneyimler sunmak için uzmanlıklarını ve bilgi birikimlerini paylaşıyorlar. Urban Collëctif, 4 Kasım 2020 Çarşamba günü, sanal bir etkinlik ile dünyada bir ilk olarak tanıtılacak. Herkese yönelik ve açık kaynak yoluyla özel şeritlerde otonom kentsel ulaşım çözümünü sunacak.
100 YILDIR MOBİLİTEYE HİZMET EDİYOR
Citroen, 100 yılı aşkın süredir hareket özgürlüğünün en önemli oyuncusu olarak öne çıkıyor. Efsanevi Traction Avant ve 2CV’den kentsel ulaşım çözümü Ami %100 ëlectric örneğine kadar Citroën, hem şehir içinde hem de ülke genelinde ulaşımı yaygınlaştırmak için her zaman iddialı ve yaratıcı bir yaklaşım gösterdi. Citroen CEO’su Vincent Cobée değerlendirmesine: “Aynı yenilikçi yaklaşım, cesaret ve müşteri hizmetleri değerleriyle hareket ediyoruz. Citroën, Accor ve JCDecaux, The Urban Collëctif projesini yaratmak için bir araya geldiler. Bu yenilikçi proje, 1919 yılından günümüze kadar ulaşımı herkes için daha erişilebilir hale getiren Citroën markasının DNA’sıyla mükemmel uyuşuyor.” dedi.
ACCOR: GELİŞMİŞ MİSAFİRPERVERLİK VİZYONUNUN DOĞAL UZANTISI
Bu ortaklık, 50 yılı aşkın süredir konaklama endüstrisine yön veren, yenilikçi deneyimler ve hizmetler sunan ve aynı zamanda müşterilerin artan ihtiyaçlarını ve isteklerini öngören Accor’un kültür ve DNA’sı ile mükemmel örtüşüyor. Accor’un lüks ve premium segmentteki iki markası Sofitel ve Pullman da bu yeni konsept ile tanıtılıyor. Grup, Accor’un ekosistemi tarafından sunulan markalar, hizmetler ve ortaklıklarla geliştirilen günlük yaşam tarzı yardımcısı ALL – Accor Live Limitless ile birlikte özel deneyimler sunarak markalarını kendi duvarlarının dışında ve şehrin kalbinde hayata geçirmeyi hedefliyor.
Accor Başkan ve CEO’su Sébastien Bazin ise değerlendirmesinde: “Bu yenilikçi proje kapsamında Citroën ve JCDecaux ile ortaklık yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Grubumuz, dünya çapında 5.000 adedin üzerinde oteliyle, sürdürülebilir şehirlerin gelişimine katkıda bulunurken, hem gezginler hem de bölge insanı için çok özel deneyimler sunmaya kendini adayan yerel ekosistemin kilit oyuncularından biri. Otel deneyimini kendi mülklerimizin duvarlarının dışına taşımak, cesur ve modern konukseverlik vizyonumuzla örtüşüyor.” dedi.
JCDECAUX: KENTSEL ULAŞIM ALANINDA ÖNEMLİ BİR OYUNCU
JCDecaux, 2003 yılında kullanıma sunduğu bisiklet paylaşım sistemleriyle, hizmet açısından gerçek bir katma değer yaratarak bisiklet kullanımına tamamen yeni bir yaklaşım kazandırdı. JCDecaux, bugün gelinen noktada dünyanın 76 kentinde bulunan 31.000 adedin üzerinde bisikletle çevre dostu ulaşıma çözüm üreten öncü şirketlerden biri. Grup, 2019 yılı sonunda kullanıma sunduğu hibrit bisiklet örneğinde olduğu gibi, kullanıcıların beklentilerini karşılamaya ve kentsel sorunlara çözüm üretmeye devam ediyor.
JCDecaux İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Yardımcısı Jean-Charles Decaux yapmış olduğu değerlendirmede: “Şehirdeki yaşamı sürdürülebilir bir şekilde iyileştirmek için yenilikçi ve yararlı çözümler geliştirmek üzere hem kamu hem de özel ortaklarla iş birliği yapmak JCDecaux’nun misyonuyla mükemmel bir şekilde bağdaşıyor. Citroën ve Accor ile yakın iş birliğin meyvesi olan The Urban Collëctif, JCDecaux’nun yeniliklere ve geleceğin kentsel ulaşım hizmetlerine şekil verme arzusunu simgeliyor.” şeklinde konuştu.