ÖTV muafiyetli araç almak isteyen tüketiciler her ay beklediklerinde bir lastikten olacakmış gibi duruyor. Zaten en ucuzunun 1 milyon lira olmasına da az kaldı. Daha şimdiden markalar listelerini güncellemeye başladı bile.
ALİ YILDIRIM
Türkiye’de seçim ekonomisiyle birlikte yeni bir yıla ve aynı zamanda yeni bir döneme girdi. Açıklanan destekler paketlerle birlikte hükümet deyim yerindeyse ‘ağzıyla kuş tutmaya çalışırken’ bazı vatandaşlar da durumdan oldukça memnun. Uzun bir süredir araç sahiplerinin beklediği özel tüketim vergisi (ÖTV) indirimine bir kez daha kapı kapanırken, yeni yılda da bol vergili otomobiller dönemi bizleri bekliyor.
100 EUROLUK MALİYET
BİZE 15-20 BİNE PATLIYOR
Özellikle son yıllarda pandemi ve savaş derken, artan maliyetler araç fiyatlarına yansıdı. Neredeyse hiç enflasyon görmeyen Avrupa ülkelerinde bile maliyet kaynaklı fiyat artışları aylık olarak gerçekleşti. Daha önce yılda 2 veya 3 kere zam yaptıklarını söyleyen Avrupalı üreticiler şimdi bunu her ay tekrarlamak zorunda kaldıklarını defalarca açıkladı. Avrupa’daki artan fiyatların Türkiye’ye yansıması da katmerli oldu. Önce kur sonra da vergi çarpanıyla karşılaşan fiyatlar otomobilleri adeta uçurdu. 100 euroluk maliyet artışının bile bazı dönemlerde Türkiye’deki etkisi 15-20 bin liralara yaklaştı.
EN UCUZUN FİYATI BİLE 1 YILDA YÜZDE 50 ARTTI
Bugün Türkiye’de bakıldığında en ucuz ithal otomobilin fiyatı Ocak-Aralık 2022 arasında yaklaşık yüzde 50’ye yakın artış gösterdi. Yani Ocak ayında 260 bin liraya alınabilen bir otomobilin fiyatı Aralık sonunda 370 bin lira. Aynı modelin Avrupa’daki artışı sadece yüzde 10 seviyelerinde.
Fiyatlar Türkiye’ye oranla çarpan etkisiyle şoka uğrarken, bu yüzden yapılan matrah artışlarının vergi muafiyetlerinin çok bir etkisi kalmıyor. Geçen yılın son günlerinde açıklanan ÖTV muafiyetli araç limiti de yakın zamanda eriyeceğe benziyor.
ENGELLİ ARAÇ MUAFİYETİ 1 MİLYON LİRA
Yeniden değerleme oranı olan yüzde 122 seviyesinde artan araç limitiyle yeni fiyat sınırı 450 bin 500 liradan, 1 milyon 4 bin 200 liraya çıktı. Fakat bunun bile kaç aracı kapsayacağı gelecek olan yeni yıl ve kur zamlarıyla birlikte tam bilinmiyor. Yıl başından bu yana düzenleme yapılmazken, geçen sene yüzde 50 olan artış oranıyla Aralık 2022’de alınabilecek modeller bir elin 10 parmağını geçmiyordu. Yılın ilk aylarında bu skalaya SUV modeller bile girerken, son aylarda B sınıfı HB otomobiller bile bu paraya zor bulunuyordu. 2023 yılı da bu yüzden 2022 ile aynı kaderi paylaşması büyük olasılıklar arasında. Ayrıca araç bulunurluk sorunu da bir yandan sürüyor. Çin’de devam eden vakalar yeni tedarik sorunlarını da beraberinde getirmeye devam ediyor. Bu yüzden ÖTV muafiyetli araç almak isteyen tüketiciler her ay beklediklerinde bir lastikten olacakmış gibi duruyor. Zaten en ucuzunun 1 milyon lira olmasına da az kaldı. Daha şimdiden markalar listelerini güncellemeye başladı bile. Bunun tek çözümü modern bir vergi sistemi ve istikrarlı kur…
GÜÇLÜ BİR PAZAR YOKSA YATIRIM DA YOK
Otomotivde en büyük sorunun vergi olduğunu sadece biz değil marka yöneticileri de söylüyor. Sektör uzun yıllardır vergiyi konuşurken, her sene tek bir deyim var ‘yeni bir sayfa açmak’…
O sayfa bir türlü açılmadı. Ve Türkiye’deki vergi sistemi dünyanın birçok ülkesine göre bile DEMODE kaldı. Bugün yapılan birçok basın toplantılarında gazeteci olarak yatırım sorduğumuzda bütün markalar iç pazarı işaret ediyor. (Tabi bakıldığında bugün Türkiye’de araçlar yok satsa da bunun tek nedeni tedarik sorunları. Ayrıca elindeki TL’yi korumak isteyenlerin sayısı da oldukça fazla.)
En son 10 yıl önce Türkiye pazarından çıkan Çinli Chery de bizi Avrupa’ya açılan bir kapı olarak görüyor. Fakat onlar bile daha ülkede tam olarak satışa başlamadan iç pazarı işaret ediyor. Yeni modellerle oldukça iddialı olduklarını Türkiye’ye çok güvendiklerini söyleyen Chery Türkiye Başkanı Fenghuo Si, geçen hafta yapılan toplantıda ‘üretim yapılacak mı?’ sorusuna “İlk aşamada tüm otomobillerimiz Çin’den ithal edilecek. Şu an için araçlarımızın Avrupa’da satılabilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ürünlerimiz beğenilir ve pazar payımız yüksek olursa üretim ihtimalini de değerlendiriyoruz” dedi. Yani yatırım için önce iç pazarı yoğurmamız gerekiyor…