İthalat her ne kadar yüksek görünse de ihracat her defasında daha baskın çıkıyor. ÖTV oranlarının artmasıyla yerli araca olan ilgili arttı. OİB Başkanı Çelik “Otomotivde son 10 yılda dış ticaret fazlası veriyoruz. Ülke olarak ithalatımız fazla ama sektörde durum böyle değil. İthalattan daha fazla ihracat yapıyoruz” dedi.
İthalat her ne kadar yüksek görünse de ihracat her defasında daha baskın çıkıyor. Rakamları değerlendiren Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, ihracatın 14 yıldır lider sektörü otomotiv ihracatında yeni normalde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Otomotivde 2018’den bu yana aylık 2,5 milyar dolar ihracat ortalamasının, pandemi nedeniyle mart-nisan-mayıs aylarında yüzde 70’e varan daralma yaşadığını söyleyen Çelik, “İhracat pazarlarında en olumsuz etkilenen sektörlerin başında geldik. Ama eylül ayı itibariyle 2,5 milyar dolar olan ortalama ihracatın da üzerine çıkmış durumdayız. Virüsün 2020 yılının sonlarına doğru hafifleyeceği öngörülüyor. Geçen yıl 31 milyar dolara yakın olan ihracat, bu yıl 25-26 milyar dolara gerileyecek. 2021’de ise tekrardan 30 milyar doların üzerine çıkmasını öngörüyoruz” dedi.
OLMAYAN YATIRIMA RAĞMEN KAPASİTE ARTIŞI YAPILDI
Türkiye’nin ana sanayi yatırımlarının olmadığı dönemde bile kapasite artışına gittiğini vurgulayan Çelik, “Türkiye’de yatırım iklimi iyileştiği sürece, yatırımları üretim kabiliyeti yüksek Türkiye’ye gelecektir, Türkiye dünya otomotivinin önemli üreticilerinden biri olacak. Otomotivde son 10 yılda dış ticaret fazlası veriyoruz. Ülke olarak ithalatımız fazla ama sektörde durum böyle değil. İthalattan daha fazla ihracat yapıyoruz. İthalata yönelik kısıtlama yok ancak yüksek motorlu araçlarda ÖTV oranlarının yansımasından dolayı Türkiye’de üretilen araçlar avantajlı oldu. Döviz kurunun yükselmesiyle de ihracata bir miktar verimli olabilir” diye konuştu.
SEKTÖREL FON BİREYSEL YATIRIMDAN DAHA GÜVENLİ
OİB Yönetim Kurulu Üyesi ve OGTY Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu ise, “Devlet nasıl biz makinelere yaptığımız yatırımları vergiden düşüyorsa, girişimcilere yaptığımız yatırımları da vergiden düşebilir” dedi. Bunun, ekosistemin Türkiye’de gelişmesini sağlayabileceğine işaret eden Burhanoğlu, şöyle devam etti: “Sektörel fon bireysel yatırımlardan daha güvenli ve kurumsal olur. Bunu da devlet denetlesin, yurtdışında da örnekleri var. Bu fonlar tarafından sanayiciler de bilinçli bir şekilde girişimcilere yatırım yapsın. Önemli fark şu; bir, bilmediğiniz işe nasıl yatırım yapacağınıza öğreniriz. İkincisi de, klasik yatırımların bir kapasite sınırı var ama yeni girişimlerin yok. Önce start-up sonra dünya çapında şirket oluyorlar.”