Renault Captur modeliyle B SUV sınıfına hızlı bir giriş yaparak tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Başarılı bir satış grafiğine imza atan model Outdoor seçeneğiyle kişiselleştirme seçeneğine de sahip. Kadın gözüyle Captur Outdoor, kullanıcı testiyle siz okurlarımıza deneyimlerini sunuyor
Dayanıklılık, konfor, kalite ve ekonomiyi özgün bir tasarımla buluşturan Renault Captur son dönemin yeni gözdesi olmaya aday. Renault Captur 1.5 dci motorun ekonomisi EDC 6 ileri otomatik şanzımanın konforu ve rahatlığıyla İstanbul trafiği için bu seçimi yaparak mantıklı bir karar verdiğimi düşünüyorum. Aracın gerek dıştan gerekse içten görünümü oldukça şık. Direksiyon ve ön konsol çok güzel ayarlanmış, torpido gözünün çekmece tarzında olması kullanım kolaylığı sağlıyor. Özellikle bir bayan için hacim açısından en rahat torpido gözü olmuş desem yerinde olur. İstanbul’un yollarını Captur’un geniş ekranından bulmak çok kolay. Outdoor versiyonunda navigasyon bluetooth aux-usb bağlantısı standart olarak kullanıcılara sunuluyor. R link multimedya sistemi internete daha rahat ve kolay bağlanma keyfi sunuyor. Benim için en önemli özellikler otomatik vites, hız sabitleyici ve sınırlandırıcı bu sınıfta bir araç için konfordan zaten bahsetmiyorum kısacası bana yeterli. Özellikle yakıt tüketimi konusunda cimri olması bana Captur ile oldukça fazla vakit geçirmemi sağlıyor.
Çantamda anahtar aramıyorum
En güzel özelliklerinden biri de eller serbest sistemi özellliğinde kartı yuvaya takmanıza gerek yok. Kart cebinizde veya çantanızda iken kapıları açıp tek bir tuşla arabayı çalıştırabiliyorsunuz. Özellikle bayanlar için çantada anahtar arama devri bitti. Extended Grip Sistemi Captur’da ilk kez kullanılıyor. Sistemde 3 mod bulunuyor. Standart modda, kuru-ıslak-buzlu zeminde kullanılırken, bozuk zeminde, motor torku ve frenleme kuvvetini ayarlıyor. Daha sert bir sürüş gerçekleştirmek isterseniz expert modu tam size göre. Bu modda Sürücü hızlanmak için torku kontrol altına alabiliyor. Frenleme kuvveti sistem tarafından ayarlanıyor. Aracın içi oldukça geniş. Arka Koltukların birbirinden bağımsız ileri geri ayarlanabilir olması bu aracın en büyük artılarından. Bagaj hacmi bir ailenin tatile giderken aklına gelebilcek herşeyi yanına alabilmesi açısından düşünülerek tasarlanmış. 17” siyah renk alüminyum alaşımlı jantları ile çok fazla çekiciliğe ve sıra dışı maceracı bir görünüme sahip. Tavan ile gövde rengini outdoor paketinde kendi istediğin renkle oluşturmak çok keyifli. Böylece kendi tasarımınız olan bir araca sahip oluyorsunuz. Gövde rengi ile aracın iç tasarımının renginin aynı olması en hoşuma giden özelliklerinden biri oldu.
1.5 litrelik dizel
Renault Outdoor Captur’da 1.5 litrelik dizel motor kullanıyor. 95 beygirlik motor şehir içinde limitleri zorlamaya yetiyor. EDC şanzımanın vites geçişlerini kesinlikle hissetmiyorsunuz. Ayrıca göstergede aracı kullanımınıza göre renklendiriyor. Sakin kullanımda yeşil olan gösterge ışığı gaza yüklendiğinizde turuncuya dönüyor. Bu da aracın motorunun zorlandığını ve gazdan ayağınızı çekmeniz gerektiğini belirtiyor. Aracın yüksek olması daha güvenli bir sürüş olanağı sunuyor. Yokuş kalkış destek sistemi ile çok dik yokuşlarda bile aracı kaldırmak artık benim için çocuk oyuncağı. Arka park sensörü sayesinde aracı parketmek hiçte zor değil. Ve geri görüş kamerası da cabası. Isıtmalı yan dikiz aynalarında buğulanmaya elveda dedim. Uzun yolda gaza basma derdine hız sabitleme ile son verdim. Artık İstanbul’da ara sokaklarda R-Link multimedya sistemi ve navigasyon sayesinde kaybolmuyorum. Benzin istasyonu mu? Orası da nesesi? Motorun ekonomikliği bu aracın en büyük özelliği. Hergün yeni bir özelliğini keşfetmek çok heyecan verici ve öğrendiğim özellikler günlük hayattaki kullanıma çok büyük kolaylık sağlıyor.