Otomotiv sektörü en zor yıllarından birini geçiriyor. Pandemi sonrasında tam kötü günler geride kaldı denilirken, şimdi daha zor günlerin sinyalleri geliyor. Avrupa’da yaşanan enerji krizi, yüksek enflasyon ve maliyet artışlarının 2023’te ihracatı durma noktasına getireceği tahmin ediliyor. Buna karşın Türkiye’de de iç pazarın gün geçtikçe daralması artık sanayiyi de tehdit ediyor. OSD Başkanı Eroldu “Gündemdeki tehditlere karşılık sanayinin iç piyasayla desteklenmesi gerekiyor” dedi.
ALİ YILDIRIM
Türk otomotiv sanayisi en ilginç yıllarından birini yaşıyor. Tüm dünya yüksek enflasyon sorunuyla boğuşurken, atılan adımlar ve alınan önlemlerle yaşam kalitesi, alım gücü yüksek tutulmaya çalışılıyor. Fakat, Türkiye’de tam tersi bir politika izleniyor. Yüksek kur karşısında artan maliyetler ve sert artan enflasyon alım gücünü neredeyse yok etmiş durumda. Bugün bakıldığında bile en ucuz otomobilin fiyatı yarım milyon liradan başlarken, sıfır araç sahibi olmak gittikçe zorlaşıyor. Ekonomi yönetiminin aldığı kararlar ve finansmana erişim zorluğu da iç pazarı her geçen gün biraz daha eritiyor. Üretici için tek çıkış noktası ise ihracat. Onun da ağırlıklı olarak Avrupa pazarına yapılması karşısında bölgede beklenen resesyon riski 2023 için tehlike çanlarına neden oluyor. İçeride satış daralması dışarda da ihracat düşüş yaşayan üretici yeni pazarlar bulmaya çalışıyor.
İÇ PAZARIN KUVVETLENDİRİLMESİ LAZIM
Yaşanan durum hakkında İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, zorlu bir küresel gündemden geçtiklerini söyledi. Hem Avrupa hem de dünyanın birçok yerinde global seviyede etki yaratan birçok sorunun olduğuna değinen Eroldu “Zorlu bir çeyrek yaşadık ve yaşamaya da devam edeceğiz. Avrupa’da da ilk defa çok çok uzun yıllar, herhalde savaştan sonra çift haneli bir enflasyon söz konusu” dedi. Türkiye’de de iç pazarın büyümesini engelleyen birçok nedenin olduğunu ifade eden Eroldu, finansman ve mali politika sorunu olduğunu vurguladı. Erdoldu şöyle devam etti: “Yani iç pazarın kuvvetlendirilmesi özellikle 2023 yılında o açıdan bizim için çok önemli olacak. Bir kere daha altını çiziyorum. Muhakkak bizim bu finansmana erişimin bir şekilde hallolması lazım. Yani buradaki otomotivin bir yatırım malı gibi, makine gibi kabul görmesi lazım ve bu bağlamda desteklenmesi lazım. Avrupa’daki tehditler var. Yeni krizler ve resesyon riski ortaya çıkıyor. Bu yüzden ihracatta bir yavaşlama söz konusu. 2023 yılında ihracatın düşme ihtimali var. Bu olası tehdide karşılık sanayinin iç piyasayla desteklenmesi gerekiyor.”
FİNANSMANA ERİŞİM VE MALİ POLİTİKA SORUNU VAR
Otomotiv sektörünün Türkiye’nin ekonomisinde ve ihracatında önemli bir paya sahip olduğunu aktaran Cengiz Eroldu, bir taraftan da Türkiye’nin büyümesini desteklediğini söyledi. Eroldu “Türkiye’nin ihtiyacının neredeyse yarısını Türkiye otomotiv sanayi karşılıyor. Türkiye’nin otomotiv sanayi muhakkak korunması kollanması gereken bir sanayi koludur. Biz ilk 9 ayda 22 milyarın üzerinde ihracat gerçekleştirdik. Türkiye’nin toplam ihracatından da yüzde 12’lik pay alıyoruz. Dış ticaret dengesine baktığımız zaman da ilk 9 ayda 6 milyar doların üzerinde pozitif bilançomuz var. Bu çerçeveleri çizdikten sonra bugün bizim gündemimizde neler var, özellikle hangi konuların altını çizmek istiyoruz bunlara gelmek isterim. Bunlardan bir tanesi “Finansmana Erişim” ve “Mali Politikalar”. Finansmana erişimin çok boyutları var tabi. Bugün ülkede ciddi yenilenmesi gereken kurumsal müşterinin araç parkı var. Bunlar hep ötelendi fakat şimdi de müşteri var, araç almak istiyor fakat finansman sağlayamıyor. O otomotiv sanayinin önünde ciddi bir engel olarak duruyor” dedi.
MALİYET ARTIŞI VE ENERJİ KRİZİ FİYATLARI ARTTIRIYOR
Enerji krizine de değinen Cengiz Eroldu, Türkiye’nin enerji konusunda Avrupa’ya göre, benzeri risklerin olmadığını anlattı. Eroldu “Enerji fiyatlarının veya enerji güvenilirliğinin ve doğalgazda yaşanan arz sıkıntısının bir önemli şeyi de maliyet artışlarına yol açması. Enflasyonu Batı Avrupa’da tetikleyen en önemli konulardan bir tanesi, enerji fiyatlarındaki artışlar. Bunların da üretim maliyetlerine yansıdığını rahatlıkla görüyoruz. Yurt dışından artık ithal edilen parçalarda da ciddi menşei artışları söz konusu oluyor. Zaten hammaddeden dolayı bir artış baskısı vardı şimdi enerjinin tetiklediği enflasyondan dolayı ikinci bir maliyet artış dalgası daha oluşuyor. Özellikle çelik, alüminyum gibi çok yüksek enerji kullanan tesislerde riskli bir dönem de oluşabilir. Bu da ayrıca bizi önümüzdeki aylar için endişelendiriyor” diye konuştu.
ÜRETİM VE İHRACAT VİTES DÜŞÜRDÜ
Yılın ilk 9 aylık döneminde toplam üretim bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4 artarak 962 bin 18 adet olarak gerçekleşti. Geçen yılın ilk 9 ayına göre parelel bir seyir izleyen otomobil üretimi ise 571 bin 6 adet olarak gerçekleşti. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 996 bin 926 adede ulaştı. Ticari araç grubunda, 2022 yılı Ocak-Eylül döneminde üretim yüzde 12, ağır ticari araç grubunda yüzde 33 ve hafif ticari araç grubunda yüzde 10 oranında arttı. Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv ihracatı adet bazında yüzde 2 oranında artarken, otomobil ihracatı yüzde 1 geriledi. Bu dönemde, toplam ihracat 687 bin 966 adet, otomobil ihracatı ise 396 bin 604 adet düzeyinde gerçekleşti. Ocak-Eylül döneminde toplam pazar geçen yıla göre yüzde 6 geriledi ve 549 bin 630 adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde, otomobil pazarı da yüzde 8 daralarak 399 bin 224 adet oldu.