Aşırı tüketimden uzak modelleri, fiyat politikası ve çevre dostu felsefesiyle tüketiciler için akıllı bir seçenek olan Dacia, bu yaklaşımını Otomobilsiz Kent Günü’ne de taşıyarak ezber bozuyor.
Dacia, özgürlüğe düşkün ve gereğinden fazla tüketimden uzak duran kullanıcılara yönelik bir otomobil vizyonu ortaya koyuyor. Günümüz otomotiv sektöründe aşırıya kaçan, belki de çoğu zaman kullanılmayan ekipman ve özelliklerle donatılan araçlardan farklı olarak Dacia, modellerinde özgüvenli duruşuyla tüketicilere gerçekten ihtiyaç duyacaklarını sunarak geri kalan enerjileriyle onları yeni deneyimler keşfetmeleri için maceraya yönlendiriyor. Marka bu özgüvenli duruşunu şimdi de Otomobilsiz Kent Günü’ne taşıyor.
OTOMOBİLSİZ KENT GÜNÜ
Dacia Türkiye, 22 Eylül’de hayata geçirdiği dijital, radyo ve açıkhava kanallarıyla desteklediği kampanyayla tüketicileri toplu taşımanın yanı sıra; bisiklet, scooter, paten ve kaykay gibi alternatif ulaşım araçlarına yönlendirerek sorumlu bir yaklaşım ortaya koyuyor. Her yıl farklı bir tema ve slogan ekseninde gerçekleştirilen Avrupa Hareketlilik Haftası, bu yıl “Daha iyi bağlantılar” temasıyla 16-22 Eylül tarihleri arasında kutlanıyor. Otomobilsiz Kent günü olarak belirlenen 22 Eylül’de Otomobilsiz Kent Günü ile sona eren hafta, aktif hareketlilik, toplu taşıma kullanımı ve akıllı ulaşım çözümlerinin kullanımını teşvik ediyor. Şehir hayatına ve çevreye karşı olan sorumlu yaklaşımını modellerine yansıtan Dacia, araçlarında geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımını önceliklendiriyor. İhtiyaç duyulandan fazla teknolojiyi veya kozmetik özellikleri araca eklememek, ağırlık tasarrufu sağlıyor. Bu sayede yakıt tasarrufu elde ediliyor. %100 elektrikli Dacia Spring ise markanın çevre dostu yaklaşımını taçlandırıyor. En ekonomik elektrikli otomobil olma iddiası taşıyan model, 2023’ün ilk yarısında Türkiye’de satışa sunulacak.