Ölümü gördük sıtmaya razı olduk
Yüksek kur ve yüksek vergi kıskacında kalan otomotiv sektöründe yeni bir otomobil almak orta sınıf için bile artık hayal. Hükümetin kur politikasıyla araç fiyatları tek tek yüzde 50 vergi dilimini aşınca 300 bin lirası bile olan bir tüketicinin sıfır araç seçeneği yok. Geçen hafta sadece 1 araç düşük vergi diliminde kalırken, hükümetin tek gecede düşürdüğü kur sonrasında fiyatlar yüzde 36’ya kadar geri geldi. Kimi modellerde düşüşler 100 bin lira üzerinde oldu ama son virajdaki ulaşılabilir modellerin etiketleri 20 gün öncesine yani 6 Aralık’a kadar gerileyebildi.
ALİ YILDIRIM
Türkiye’de kur krizi iğneden ipliğe birçok ürüne yansırken, fiyatlar deyim yerindeyse aldı başını gitti. Özellikle ithal ağırlık ürünlerde zamlar katma değerli olurken, kurdaki zirveyle birlikte artık kayış koptu. Hiç kuşkusuz otomotiv pazarı da bundan en fazla etkilenen sektörlerden biri. Alım gücü her geçen gün düşerken, kur ve ÖTV sıfır araç fiyatlarını daha ulaşılmaz bir hale getirdi. Ağustos ayında güncellenen matrahlarla birlikte otomobil fiyatları yüzde 50 ÖTV etkisiyle düşerken, geçen hafta sektör bir ilki yaşadı. Artan fiyatlarla en ucuz otomobillerin bile vergi dilimleri bir bir değişirken, yüzde 50 ÖTV diliminde sadece tek bir model kaldı. Hükümetin yüksek kur politikası sonrasında geçen pazartesi günü kurun bir gecede 5-6 lira birden inmesi ticareti de sekteye uğrattı. Yüksek kurdan çekilen otomobillerin bile fiyatları çekilmek zorunda kalırken, yüzde 50 ÖTV dilimine giren model sayısı yine tek elin parmaklarını geçemedi. 2022 ile birlikte model yılı da değişecek. Bu sefer fiyatların tekrar yukarı doğru çıkması an meselesi.
FİYATLAR 6 ARALIK’A GERİ DÖNDÜ
Otomotiv sektörü, kurun düşüşünü en çabuk yansıtan sektörlerden biri oldu. 20 liraları aşan euro sonrasında yüzde 50 ÖTV dilimi anlamsız kalırken, yaklaşık 8 liralık gerileme sıtmaya razı etti. Son 1 haftalık süreçte, 4 model daha düşük dilime geri geldi. Fakat burada da fiyatlar artık bildiğiniz gibi değil. 29 Kasım’dan beri yaptığımız tabloya göre, aradaki en düşük fiyat farkı sadece 47 bin lira. Zirveden dönen kur sonrasında fiyatların bazı modellerde sadece 6 Aralık’a geri geldiği görülüyor. 29 Kasım hala oldukça uzak. En ucuzunda bile 29 Kasım-27 Aralık dönemindeki fiyat farkı en düşük 47 bin en yüksek ise 181 bin 400 lira. Bu tabloya göre ölümü gördük sıtmaya razı olduk. Son 1 haftaya bakıldığında da kur ve ÖTV bazlı geri çekilmenin yaklaşık yüzde 36 seviyesinde olduğu görülüyor. 29 Kasım’da en ucuz 18 aracı baz aldığımız tabloda, yüzde 10 ila yüzde 36’lık bir düşüş olduğu dikkat çekiyor.
EGEA DİRENDİ 4 MODEL DAHA YÜZDE 50’YE GERİ GELDİ
Son bir hafta öncesine kadar yüzde 50 vergi diliminde tek kalan model, Fiat Egea sedan idi. Kurla birlikte düşen fiyatlar yüzde 80’lik vergiye de çalım atınca, liste yeniden arttı. Tabi en düşük vergi dilimindeki araç sayısını sadece tek elle göstermek mümkün. Fiat Egea sedan 244 bin 900 lira ile aynı fiyata sahipken, Hyundai i10’un fiyatı 47 bin lira gerileyerek 240 bin 700 liraya indi. Listeye bir de Egea Cross 266 bin 900 liralık fiyat etiketiyle dahil oldu. Hyundai i20’de 52 bin 500 liralık indirimle 6 Aralık’taki fiyatına yani 263 bin 400 liraya dönüş yaptı. Renault ise Clio ile yeniden tabloda. 20 bin 100 liralık kur ve vergi farkına imza atan model i20’yle aynı kaderi paylaşarak 6 Aralık’taki listesi olan 263 bin 400 liraya yerleşti. Her ne kadar yüzde 80’lik vergi diliminde yer alsa da Hyundai Bayon ve Dacia Sandero Stepway da sadece 20 gün önceki etiketine dönüş yapabildi.
‘KURUN BİR NOKTADA SABİTLENMESİ GEREKİYOR’
Araç fiyatlarında yaşanan düşüşlerin ikinci ele de yansıması bekleniyor. Son iki aylık süreçte tekrar gündeme oturan ikinci el araç piyasasında, önemli bir etken haline gelen döviz kurunun sıfır kilometre araç fiyatlarına direkt yansıdığını ifade eden Otomerkezi.net CEO’su Muhammed Ali Karakaş “İkinci elde sağlıklı bir alım-satım fiyatı oluşması için kurun bir noktada sabitlenmesi artık önemli bir gerçek. Rölatif dönemde, otomotiv sektörü ve ikinci el araç pazarı için kur istikrarının fonksiyonunu görmüş olduk. Geçtiğimiz hafta döviz kurunda 18 TL gibi rakamların görülmesi, bununla beraber tedarik zincirindeki problemlerin devam ediyor oluşu, sıfır kilometre bayilerinde yüksek bir egoya kavuşturmuş, müşteri hizmetlerini hiçe sayan bir pozisyona getirmişti. İkinci el araç pazarında ise spot piyasada 1 günde yüzde 30 düşüş fiyatlara yansıdı. 1-15 yaş arası otomobillerde ise ortalama yüzde 25 oranında bir düşüş yaşandığını gözlemliyoruz” açıklamasını yaptı.
‘TÜKETİCİ OCAK AYINI BEKLİYOR’
İkinci el araç piyasasında sıfırın çok üzerinde kalan fiyatların düşmesi için zamana ihtiyaç olduğunu vurgulayan Cardata Genel Müdürü Hüsamettin Yalçın, tüketicilerin şu anda bir bekleme sürecinde olduğuna vurgu yaparak “Son kullanıcıların online ilan platformlarındaki yüksek fiyatlı satış trendi, bu kur düzenlemesi ile birlikte bozuldu. Bu durumdan dolayı Türkiye’de neredeyse ikinci el otomobil satılamaz hale geldi. Ocak ayının ortasına kadar gerek son tüketici nezdinde gerekse kurumsal firmalarda, sıfır otomobil fiyatlarına endeksli olarak gerilemeyle birlikte ikinci el fiyatları da bugünkü kurlara göre normal düzeylere gelecektir. Şu an için gerileyen sıfır araç fiyatları ile birlikte ikinci elde, özellikle bireysel satıcıların yüksek fiyatlandırma yapması nedeniyle ikinci el piyasası arasında uçurum oluştu. Bazı modellerde ikinci el araç fiyatları sıfır araçların yüzde 200’e varan oranlarda üzerinde kaldı. Kurun sabit kalması, ÖTV’de herhangi yeni bir artış yapılmaması ve sıfır araç fiyatlarında yüzde 20’leri aşan bu indirimlerin devam etmesi durumunda ikinci el piyasası da aynı eğilimi kademeli olarak gösterebilecektir” şeklinde konuştu.
İKİNCİ EL DE KASIMA DÖNDÜ
2plan İcra Kurulu Başkanı Orhan Ülgür, alınan ekonomik tedbirler doğrultusunda kurlarda yaşanan düşüşle birlikte ikinci el otomobil fiyatlarında yüzde 15 civarında bir düşüş gerçekleştiğini belirterek “Kurların stabil kalması çok önemli. Bu şekilde kalırsa fiyatlandırmalar oturur ve pazarın hızlı seyri devam eder” dedi. Ülgür “Bugün ikinci el otomotiv pazarında 2020 Kasım ayına benzer bir durgunluk yaşıyoruz. Kurlar düştü ve araç fiyatları geriledi. Ama diğer etkenlerin farklı olduğunu görüyoruz. Bu nedenle içerisinde bulunduğumuz bu dönem 2020 Kasım ayındaki durgunluk gibi uzun sürmeyecek ve kısa sürede normale dönecektir. Kurların dengelenmesiyle; şu anda ikinci el otomobiller geçen kasım ayındaki eski fiyatlardan talep görmeye başladı. Gerçek ikinci el ticareti bundan sonra başladı demek yanlış olmaz. Bu kur düşüşüyle mesleği otomotiv ticareti olmadığı halde kar elde edenleri ve manipülatörleri de sistemin içinden çıkarmış olduk” açıklamasını yaptı.
MATRAH GÜNCELLEMESİ ŞART
Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Mersin, artan fiyatlar nedeniyle satılan araçların yüzde 90-95’inin yüzde 80’lik ÖTV dilimine girdiğini, bu nedenle hızlı bir şekilde ÖTV matrahlarının güncellenmesi gerektiğini söyledi. Mersin “Ülkemizdeki hızlı ve yukarı çok yönlü, değişken kur hareketleri nedeniyle maliyetler artmaya devam ederse bu artışlar fiyata yansıyacağından talepte bir daralma olması da kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca, sektörün en önemli kaldıraç etkisi yaratan faktörü kredi faizleri ve kolay ulaşılabilmesi de bugünkü ortamda oldukça büyük bir yara almış durumda” yorumunu yaptı.
‘KUR VE FAİZ BELİRLEYİCİ OLACAK’
Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ Üst Yöneticisi (CEO) Ali Haydar Bozkurt “Çip krizi aşılır ve ÖTV baremleri gerektiği zamanlarda gecikmeden güncellenirse 2022’deki satışların 2021 yılı ile aynı seviyelerde olacağını öngörüyorum. Bunun yanında kurlar, faiz seviyesi de çok belirleyici unsur olarak karşımıza çıkıyor. Kurun, enflasyonun ya da faiz oranlarının yüksekliğinden ziyade öngörülebilir olması da gerekiyor” dedi. Bozkurt, Türkiye otomotiv pazarının ÖTV matrah güncellemesinden sonra araç bulunurluğu sorununun olmaması halinde 1 milyon adetler civarında seyretmesinin olası bir durum olduğunu aktardı.
‘BÜYÜYEN PİYASADAN VERGİ DAHA YERİNDE OLUR’
Renault MAİS Genel Müdürü Berk Çağdaş ise yüksek döviz kurunun yanı sıra çip krizine bağlı olarak yaşanan araç bulunurluğu sorununun en önemli gündem maddelerinden olduğunu vurguladı. Çağdaş şöyle devam etti: “Döviz kurundaki volatilitenin seyrine göre bir taraftan temkinli, diğer taraftan iyimser duruşumuzu sürdürerek tüketicilerimizden gelen talepleri karşılamak için çalışmaya devam edeceğiz. Yeni yılda ÖTV matrah dilimlerinde yapılacak bir güncelleme, yükselen kurların getirdiği maliyet yükünün vergiyle birlikte tüketiciye yansımasının önüne geçecektir. Genel olarak birim araç başına artan vergi yerine, büyüyen piyasadan toplanacak vergi geliri artışına yönelik bir düzenlemenin daha yerinde olacağına inanıyoruz.”
‘DENGE SAĞLANAMAZSA BEKLENTİLERE ULAŞAMAYIZ’
Hyundai Assan Genel Müdürü Murat Berkel, bu yıl içinde üretimde önemli sıkıntılar yaşanmasına sebep olan çip krizinin, 2022’nin en azından yılın ilk yarısında da devam edeceğinin öngörüldüğünü söyledi. Berkel “Tedarikte yaşanacak olası aksamalar, kurlardaki dalgalanmalar ve ekonominin stabilitesinin sağlanamaması, pazarın dengelerinde de zaman zaman değişkenlikler yaratabilir. Yıl içindeki bu değişkenlikler, pazarın da beklenen seviyelere ulaşamamasına neden olabilir. Ancak şartlar olumlu gerçekleştiğinde pazarın bu yılın altında kalmayacağını öngörebiliriz” dedi.
‘EKONOMİDE İSTİKRAR ÇOK ÖNEMLİ’
Honda Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Bülent Kılıçer, 2021’in; sektörde yaşanan çip krizi ve ham madde fiyatlarındaki yükselişler nedeniyle arzı giderek azalan, üretimi küresel çapta düşen, oynak kurlar ve ÖTV matrah sınırları nedeniyle fiyatlamada zorluklar yaşanan bir yıl olarak hatırlanacağını ifade etti. Kılıçer şunları paylaştı: “Otomotiv sektöründeki hacim artışı için öncelikle ekonomide istikrar ortamı ve öngörülebilirlik çok önemli. Tüketicilerin otomobile ulaşmasını artırmak için fiyat istikrarının sağlanması, taşıt kredisine erişim, faiz oranları ve ÖTV matrah düzenlenmesi gibi koşulların da iyileştirilmesi gerek. 2022 yılının en azından ilk yarısının yüksek enflasyonist bir ortamda yaşanacağını da unutmamak gerek.”