Otomotiv sanayicilerinin çok iyi bir noktada olmadığını anlatan OSD Başkanı Yenigün, kapasitenin ocak-haziran mukayesesinde yüzde 40 eksik olduğunu söyledi. Yenigün “Geçen sene söylediğim şeyi tekrar ediyorum; biz otomotivciler 100 tane üretmek üzere kurduğumuz düzenden 60 tane çıkarıyoruz şu an. Bu çok da iyi bir şey değil” diye konuştu.
Türk otomotiv sanayi çok iyi bir noktada değil. Pandemi etkisiyle üretim zor bir süreçten geçerken, ihracatta henüz tam olarak açılmış değil. Otomotiv Sanayi Derneği (OSD), Ocak-Haziran döneminde toplam üretim bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 28 azalarak 518 bin 727 adet olduğunu kaydetti. Otomobil üretimi de yüzde 26 azalarak 362 bin 397 adet oldu. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim 532 bin 249 adete ulaştı. Haziran ayında toplam üretim 103 bin 273 adet olarak gerçekleşti. Otomotiv sektörü, Nisan ayını 11 bin 164 adet, Mayıs ayını ise toplamda 63 bin 145 adet üretimle kapatmıştı.
BUGÜN ÇOK FAZLA BİR ŞEY İFADE ETMİYOR
OSD Başkanı Haydar Yenigün “Otomotiv sanayi hep bugünü konuştuğumuz zaman çok fazla bir şey ifade etmiyor çünkü bugün otomotiv sanayicileri olarak çok da iyi bir noktada değiliz. Şu anda hemen hemen her yerden şu geri bildirimler geliyor bana ve diğer şirketlerimizin yöneticilerine; otomobil şaha kalktı, insanlar sırada, müthiş bir durum bu, çok iyi durumdayız gibi. Çok şükür diyoruz her zaman bu resme aksini söylemiyoruz ancak sanayici olarak biz tabi ayağımızı sağlam yere basıyoruz. Ne kadar iyi veya ne durumdayız şuanda diye bunu dikkatli okumak lazım” dedi.
1 MİLYONLUK PAZARI DİKKATE ALMAK LAZIM
Haziran ayına bakıldığında 2019 seviyesine yaklaşıldığını aktaran Yenigün, bunun doğru bir yorum olmadığın söyledi. Yenigün “2015-2017 yıllarındaki 1 milyonluk seviyesini dikkate almamız gerekiyor. Baz etkisi falan değil; 2015-2016 ve 2017 yılında Türkiye müthiş bir şey becerdi ve 1 milyonluk bir otomotiv ekonomisine ulaştı. Ve tabi ki bütün şirketlerimiz, üreticilerimiz, sanayicilerimiz, tedarikçilerimiz, satıcılarımız, servis istasyonlarımız hepsi kendilerini buna göre organize etti. Yani kapasiteyi oluşturdular. Şimdi bu kapasite Ocak-Haziran mukayesesinde yüzde 40 eksik. Geçen sene söylediğim şeyi tekrar ediyorum; biz otomotivciler 100 tane üretmek üzere kurduğumuz düzenden 60 tane çıkarıyoruz şu an. Bu çok da iyi bir şey değil” diye konuştu.
KAPASİTENİN ANCAK YÜZDE 50’Sİ KULLANILIYOR
Ocak-Haziran 2020 döneminde toplamda yüzde 52’lik bir kapasite kullanımı olduğunu ifade eden Haydar Yenigün “Geçtiğimiz ay 73 bine yakın pazar görmemize rağmen üretici açısından baktığınız zaman düşük. Tabi bunun tek nedeni Türkiye iç pazarı değil aynı zamanda ihracat. Üreticilerimizin çoğu da esasında ihracatı hedefliyor. Ağır ticaride ve traktörde rakamlar yüzde 30 civarında, hafif ticari araçta ise yüzde 53’lük bir kapasite kullanımı var. Bunların tabi geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi %80-90’lar seviyesine çıkması gerekiyor” açıklamasını yaptı.
TİCARİDE SIKINTI BÜYÜK
Haydar Yenigün konuşmasına şöyle devam etti: “Ocak-Haziran’a baktığımız zaman yüzde 37, 2017 ile mukayesede sadece Haziran’a baktığınız zaman ise yüzde 15’lik bir azalma var. Tabi burada ağır ticariye dikkatinizi çekeceğim; ağır ticaride çok sıkıntı var, orada gerçekten gerek ihracatın durması gerek Türkiye’deki ticaretin durmasıyla pazar açısından baktığımızda 2015 yılına göre yüzde 71’lik bir daralma var. Dolayısıyla üretimler oldukça düşük ancak son 2 aydır gerek belediyeler gerek devlet alımları gerekse bu düşük faizli kredi, yükselmiş olan euro ve ertelenmiş alımların esasında bu olumlu kredi ortamıyla birleşmesinden dolayı ağır vasıtada bir talep var ancak olması gereken noktanın halen çok uzağındayız. Orada da bir artış görüyoruz ancak ağır ticari diğer araç gruplarına göre daha ağır bir yükün altına girmiş durumda” dedi.
TUTAR BAZINDA YÜZDE 30 DARALMA
“Tutar bazında ihracat rakamlarına şöyle bir detaylı baktığımızda tedarik sanayi ve ana sanayi olarak ne yapıyoruz ve ortalamamız ne” diyen Haydar Yenigün “2020-2019 farkına baktığımızda yüzde 26’lık bir daralma tedarik sanayide, yüzde 32’lik bir daralma ana sanayide ve ortalamasının da yüzde 30 civarında olduğunu görüyoruz. Adet konusunda yüzde 37’lik gerilemeye rağmen dolar bazında ana sanayide yüzde 32’lik gerileme var. Az önce bahsettiğim sattığımız ihraç ettiğimiz araçların birim maliyetlerinin transfer fiyatlarının yükselmesi anlamına geliyor ki bu az önce bahsettiğimiz kilogram başına ihracat rakamının da tabi yükselmesi anlamına geliyor. Yani bu oldukça önemli; yaptığımız harcadığımız efora karşı birim kiloya aldığımız değerin yükselmesi esasında yüksek teknoloji ve Ar-Ge destekli sistemlerin sistemin içine olumlu bir fayda, katma değer yarattığının göstergesi” ifadelerini kullandım.