Ana Sayfa Genel Yeni tarife Çinlilerin yükünü hafifletti, yerlilik baskı altına girdi

Yeni tarife Çinlilerin yükünü hafifletti, yerlilik baskı altına girdi

Yeni gümrük tarifeleriyle birlikte, Çinlilerin vergi yükü kağıt üstünde hafifledi. Fiyatlarda indirim algısı oluştu. Bu olgunun yerliliği etkilediğinin mesajını veren OSD Başkanı Cengiz Eroldu, “Sadece Çin ihracatının yüzde 65’i içten yanmalı. Yeni gümrük tarifeleriyle birlikte içten yanmalı motorda yük hafifletildi. Bu düzenlemeyi biz de anlamadık. Yeni model bizim için rekabet kaybına yol açtı” diye konuştu.

ALİ YILDIRIM

Yeni gümrük tarifeleriyle birlikte, Çinlilerin vergi yükü kağıt üstünde hafifledi. Fiyatlarda indirim algısı oluştu. Bu olgunun yerliliği etkilediğinin mesajını veren OSD Başkanı Cengiz Eroldu, “Sadece Çin ihracatının yüzde 65’i içten yanmalı. Yeni gümrük tarifeleriyle birlikte içten yanmalı motorda yük hafifletildi. Bu düzenlemeyi biz de anlamadık. Yeni model bizim için rekabet kaybına yol açtı” diye konuştu.

Otomotiv sanayi son yılların en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Buna rağmen sektörün ihracattaki liderliği devam ediyor. Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) verilerine göre, ilk 9 ayda üretim yüzde 3, adet bazında da ihracat yüzde 6 artış gösterdi. Tutar olarak da yüzde 12’lik bir artış oldu. İç pazarda ise tempo geçen yılın üzerinde. Bu tabloda en negatif durumun yerlilik olduğunu söyleyen OSD Başkanı Cengiz Eroldu, “Yerli payı en düşük seviyede. İşin en kötü tarafı bu. 2020’de yüzde 46, 2019 ve 2022’de yüzde 45 seviyelerinde olan iç pazar payı, otomobilde yüzde 29, hafif ticari araçlarda yüzde 21, kamyonda da yüzde 59 oldu. Ciddi azalmalar var. Hafif ticari araçlarda bu pay yüzde 64 seviyelerindeydi. Bunun yüzde 30-40 aralığında olması lazım” dedi. Çin baskısının yoğun olduğuna değinen Eroldu, alınan önlemleri hatırlattı. Yaptırımlarla birlikte Çin’in ithalattaki yüzde 9,8’lik payının aynı kaldığını gördüklerini anlatan Eroldu, “Yeni AB ve STA dışı ülkelere uyguladığımız ek vergi düzenlemesiyle birlikte içten yanmalı motorlarda yük hafifletildi. Bazı markalarda ise artış oldu. İlk 7 ayda Çin’in hem üretim hem de ihracatında yükseliş var. Bunun yüzde 65’i de içten yanmalı araçlar. Gelinen noktada Türk otomotiv sanayisine bu gelişmenin olumlu etkisi yok. Yeni teknolojilerin Türkiye’ye gelmesini destekleyecek vergi uygulamalarına tamamız ama içten yanmalılardaki vergi düzenlemesini biz de anlamadık açıkçası. Bu anlaşma bizim için bir rekabet kaybına yol açtı. Çin ile batı arasında rekabet ne kadar adil ona bakmak lazım” diye konuştu.

Avrupa’da işler çok da yolunda değil

Yaptırımlarla birlikte Çin’in yüzde 9,8’lik payının bu sene aynı seviyede kaldığını gördüklerini söyleyen Cengiz Eroldu, “Toplamda ilk 8 ay rakamlarıyla 1,8 milyar dolarlık bir ticaret açığından bahsediyoruz. Türkiye’deki otomobil ticaret dengesi bu ülkelerde negatif seviyelerde. Çin’de 1,2 milyar dolarlık negatif dış ticaretimiz var otomobilde. Japonya’da 375 milyon, Güney Afrika’da 137 milyon. Bu yeni uygulamalarla bu olumsuz dış ticaret dengesinin bir miktar azalacağını bekleyebiliriz” dedi. Eroldu, Avrupa’da da işlerin iyi gitmediğine değinerek, “2024-2025 geçişinde özellikle Almanya’dan yapılan ithalatın artışı. Bu da tabi Avrupa’daki kapasite fazlasının Türkiye’ye geldiğinin bir göstergesi. Bunun dışında Avrupa Birliği’nden yaptığımız ithalatın payı da aslında son yıllarda önemli bir değişim göstermemiş durumda. Tabi Meksika, Tayland gibi diğer ülkelerden yapılan ithalat var. Burada da önemli bir azalma gerçekleşmiş. Avrupa bizim en büyük ticari partnerimiz. Orada da işlerimiz çok iyi gitmiyor” diye konuştu.

Kapasite yüzde 66 seviyesine indi

Otomotiv sanayi için en önemli konulardan birinin kapasite kullanım oranlarının olduğunu söyleyen Cengiz Eroldu şöyle devam etti: “Burada da iyi durumda değil şu anda sanayi. Biz bir yandan yatırımlarla kapasitemizi artırma yönünde hareket ediyoruz. Bir taraftan da gerek Avrupa pazarlarının zayıf gitmesi ve Türkiye pazarında yerli oranın düşmesi sonucu kapasite kullanım oranı olumsuz etkilendi. Yüzde 66 seviyesine indi. En büyük düşmeyi traktör alt kırılımında görüyoruz. Traktörde işler 2025 yılında geçen seneye göre oldukça negatif durumda. Yüzde 39 seviyesinde. Hem ihracat hem de iç pazarda ciddi oranda küçülme var. Keza kamyon pazarında da ihracatın ve iç pazarın küçüldüğünü görüyoruz. Tabii toplam kapasite kullanım oranı aslında, gelecek açısından ve otomotiv sanayinin rekabetçiliği açısından da önemli. Kapasite kamyonda yüzde 55, otobüste yüzde 65 seviyesinde.”

Dış açık 1 milyar dolara yakın

“İhracattaki lider pozisyonumuzu devam ettiriyoruz” diyen Cengiz Eroldu, “2025’te Türkiye ihracatının yüzde 17,4’ünü otomotiv sanayi gerçekleştirdi. Geçen yıla göre, 1,2 puanlık artış oldu. Kimyevi maddeler, elektrik elektronik aynı seviyede kalırken hazır giyim ve konfeksiyonda ise 1 puanlık bir düşüş görüyoruz. Keza yine çelik sektörü de geçen seneye paralel ihracat payını almış durumda ama tabi 30,2 milyar dolarla çok ciddi bir şekilde Türkiye ihracatının lokomotif sektörü olmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. Fakat buna rağmen dış ticaret dengesinin kötüleştiğini söyleyen Eroldu: “Ocak-Ağustos dönemini 1 milyar dolara yakın eksi ile kapattık. Tabi burada komponent ve ticari araç ihracatı artı yönde giderken buradaki en önemli konu kuşkusuz otomobil bizim 87.03 dediğimiz gümrük tarife pozisyonumuzun durumu; burada da yine Ocak-Ağustos döneminde 5,6 milyar dolarlık bir dış ticaret açığımız var. Türkiye’nin tabi bu ekonomik alandaki durumunu düzeltmesi için de kuşkusuz bu dış ticaret açığının kontrol edilmesi ve azaltılması önemli bir unsur.”

İç pazar hacminde İspanya’yı geçmek üzereyiz

Türkiye Avrupa otomotiv sektörü tarafında iyi bir seviyede. Avrupa’da yüzde 3’lük bir düşüşün olduğunu söyleyen Cengiz Eroldu, ilk 6 ayda Avrupa’nın yaptığı ihracatta da yüzde 6’lık bir azalma olduğunu kaydetti. Türkiye’nin şu anda Avrupa’da İspanya’nın hemen arkasında 6’ncı büyük pazar olduğunu anlatan Eroldu, “Yaşanan makro ekonomik sorunlara ve yüksek vergilere rağmen. Bu da aslında Türkiye pazarının ne kadar bir potansiyel taşıdığının da diğer göstergesi. Bugün İspanya’da ÖTV gibi bir mefhum yok iken biz İspanya’ya yakın bir otomobil pazarına sahibiz ki milli gelirimiz de İspanya’nın oldukça altında. Ticari araçlarda da Türkiye pazar sıralamasında 4’üncü durumda. Türkiye gerçekten ticari araçlar açısından da Avrupa’daki en önemli pazarlardan bir tanesi” yorumunu yaptı.

Kârlılıklar baskı altında

Otomotiv sektörünün iç pazarda rekorlar kırmasına rağmen, aslında tablonun iç yüzünün tam görünmediğini ifade eden Cengiz Eroldu, sektörün kötü olmadığını ama karlılıkların baskı altına olduğunu paylaştı. “Yeni ÖTV rejimi uygulaması markaları fiyatlandırma açısından zorlayan bir yapı” diyen Eroldu, “Artık segmentler kaybolmaya başlıyor çünkü markalar ÖTV’deki dilimlere göre pozisyon alıyorlar. Yani bu ne demek, siz artık B, C ve D segmenti araçları aynı fiyatları görebiliyorsunuz. Veya bir küçük fiyat indirimi yapıldığı zaman, ÖTV bareminde aşağıya indirildiği zaman çok agresif bir kampanya ortaya çıkabiliyor” dedi.

Altın arttı, kar edenler otomobile döndü

Yaşanan ekonomik durumun da iç pazarı etkilediğini ifade eden Cengiz Eroldu, “Şimdi yaşanan durum aslında bir miktar iç pazarı olumlu yönde etkiliyor bence. Çünkü paranın gideceği yön çok fazla yok. Niye bu kadar yüksek taleple biz karşılaşıyoruz? Bir tanesi bence altındaki artış. Çünkü Türkiye’de ciddi bir altın stoğu var insanların elinde. Altının mallara dönmesi söz konusu ki burada işte gayrimenkul ve otomobil geliyor. Altının çok değerlendiğini düşünüp başka bir pozisyona geçenler veya işte bir kısmını realize etmek isteyenler var. Reel faiz kalmadı bir yandan. Eylül enflasyonuna baktığımız zaman reel faiz yok oldu bir anda. Reel faiz olmayınca insanlar kendi varlıklarını korumak için bu sefer tekrar yatırım malı olarak gördükleri otomobil alımına yönlenme de var. Yani bu ikisi bir araya gelince Türkiye’deki otomotiv talebini de canlı tuttu. Bir de kurlarda artış olmaması. Kurlarda artış olmadığı için zaten otomobil fiyatlarının artmadığını gözlemliyorsunuz. Yüzde 1’lik, 1,5’lik küçük zamlar yapılıyor. Çünkü sert bir rekabet var” diye konuştu.

Enflasyon kur makası istediğimiz gibi gitmiyor

Kurların artmadığı bir ortamda enflasyonun artmasının iyi bir şey olmadığını ifade eden Cengiz Eroldu, faizlerin aslında çok fazla indirilmemesi gerektiğini savundu. Eroldu şöyle devam etti: “Enflasyon kur makası istediğimiz gibi gitmiyor. Özellikle eylül enflasyonunu gördük. Kurlar ise hala sabit. Bu durum önemli bir tehdit. Enflasyonu yüksek kurların düşük seviyede gitmesi hem otomotiv ana sanayinin hem de otomotiv tedarik sanayinin rekabetçiliği konusunda önemli bir etken. İhracatçı gözünden baktığımız zaman enflasyonun artıyor olması, enflasyonun ücretler üzerinde baskı yaratıyor olması, maliyetler üzerinde baskı yaratması söz konusu. Tabii kurların artmaması bir yandan maliyet enflasyonunu frenlemek açısından iyi bir şey. Fakat kurların artmadığı bir dönemde enflasyonun artması sorun aslında. Kurlar arttığı zaman, çünkü kurların yarattığı da bir maliyet enflasyonu var. Diyorsunuz ki; o yüzden zaten kuru baskılanmak arzusu, maliyet enflasyonunu tetiklememek. Ama kurun artmadığı bir ortamda enflasyonun artması ihracatçı açısından çok iyi bir şey değil. Zaten bunu şimdi tekstil rakamlarında görüyoruz. Yani hızlı hareket eden sektörlerde üretim yeri değişiklikleri yaşanmaya başladı. Bu net işte Mısır’a gidiliyor. Tekstil firmalarından çok fazla Mısır’a ve Tunus’a gidenler var. Tekstil ihracatımız azalıyor. Yani bizim otomotiv sanayi ana şirketleri olarak hepimizin tabii çabası bu kapasiteyi daha yukarı rakamlara taşımak ama bunun için de bugün makroekonomik durumumuz yardımcı olmuyor. Bunu da hep konuşuyoruz. Yani bugün aldığımız yatırım kararlarıyla otomotiv sektörü bir büyüme ve yatırım döneminden geçiyor ama bundan sonraki çevrimde bu tablo böyle olmayabilir. Bu yatırımlar Türkiye’de devam etmeyebilir. Bunu da önemli bir tehdit olarak belirtmek isterim.”

Traktör üretiminde düşüş dikkat çekiyor

OSD 2025 yılının ilk 9 aylık dönemine ilişkin açıkladığı verilere göre, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3 artış gösteren toplam üretim 1 milyon 31 bin 527 adet olarak gerçekleşti. Geçen yılın ilk 9 aylık dönemine göre yüzde 3 azalan otomobil üretimi ise 637 bin 450 adet olarak gerçekleşti. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 1 milyon 53 bin 250 adet olarak gerçekleşti. Ticari araç grubunda, yılın ilk 9 ayında üretim yüzde 15, hafif ticari araç grubunda yüzde 17 artarken ağır ticari araç grubunda yüzde 4 geriledi. 2024 yılının ilk 9 aylık dönemine göre ticari araç pazarı yüzde 4, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 6 artarken ağır ticari araç pazarı yüzde 7 geriledi. Yılın ilk 9 ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv ihracatı adet bazında yüzde 6 artarken otomobil ihracatı ise yüzde 7 azaldı. Bu dönemde, toplam ihracat 769 bin 625 adet, otomobil ihracatı ise 434 bin 71 adet düzeyinde gerçekleşti. 2025’in Ocak-Eylül döneminde toplam pazar, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9 artarak 958 bin 847 adetten kapandı. Bu dönemde, otomobil pazarı da yüzde 10’luk artış sağladı ve 742 bin 687 adede ulaştı.