Türkiye’de araç parkı yaşı hızla artıyor. Yeni favori haline gelen 8-9 yaşındaki otomobiller artık filoların da tercihi. İç pazarda yılın ilk 6 ayında 3.2 milyon araç el değiştirdi. Artan fiyatlar karşısında tüketiciler sıfır otomobillere yanaşamazken, rota ikinci el araçlara çevrildi.
Otomotiv sektörü iç pazarda hızla daralırken ikinci el araçta işler iyi gidiyor. Yeni model yılı, artan kur ve sona eren özel tüketim vergisi (ÖTV) teşviğiyle birlikte fiyatlar yeniden alev aldı. Düşen alım gücünün de etkisiyle satışlar oldukça düştü. Sadece yılın ilk 7 ayında otomobil ve hafif ticari araç pazarı yüzde 47,5 azaldı. Temmuz 2019’da ise yüzde 66’lık küçülme söz konusu. Sıfır otomobil almak iyice cep yakmaya başlarken ikinci ele olan talep hızlandı.
FAİZ, KUR VE ENFLASYON DOĞRUDAN ETKİLİYOR
Otokoç Otomotiv Genel Müdürü İnan Ekici, kur ve kredi faizlerindeki sert yükselişle birlikte geçen yılın nisan ayından bu yana sektörün dar
alma yaşadığını ancak kasım ayından itibaren yürürlükte olan ÖTV ve KDV indirimleri sayesinde bu düşüşün biraz hız kaybettiğini söyledi. Turizm ve finans gibi sektörlerdeki dalgalanmaların araç kiralama alanında hem girdi maliyetlerini hem de piyasadaki ürün ve hizmetlere olan talebi derinden etkilediğine işaret eden Ekici “Kısa dönemli araç kiralama işimize doğrudan etki eden iç hat yolcu sayısının ilk 6 ayda yüzde 12 düşmesi bizi olumsuz yönde etkilerken, ülkedeki düşük kur düzeyinin yabancı yolcu sayısının artmasına yol açtığını görüyoruz. Faiz, kur ve enflasyon rakamları; maliyetlerimizde doğrudan girdiler olması itibarıyla müşterilerimize sunduğumuz ürünlerin fiyatlarını etkilemekte. Bu da talepte değişkenliğe sebebiyet vermektedir” diye konuştu.
YIL SONU HEDEFİ 350 BİN ADET
İnan Ekici, mevcut şartlarda pazarın sene sonunda 350-360 bin bandında gerçekleşmesini öngördüklerini kaydetti. Ekici, sıfır araç satışlarında yaşanan daralmaya karşın 2. el pazarının canlılığını koruduğunu ifade ederek “2. el araç pazarı noter kayıtlarına göre, haziran sonunda yaklaşık yüzde 5,8 daralarak 3.2 milyon adet oldu. 2018 yılında toplamda 6.8 milyon adetlik otomobil ve hafif ticari araç ikinci el olarak satılmıştı. 2019 yılında pazarın 6.5 milyon adet 2. el otomobil ve hafif ticari araç satışı ile kapanacağını öngörüyoruz” dedi. Türkiye’de yıllık yaklaşık 6.5 milyonluk satışın gerçekleştiği 2. el araç pazarı bulunduğuna dikkati çeken Ekici “2. el araçlar, tüketici için daha tercih edilebilir olmaya devam edecektir. Günden güne kurumsal oyuncuların artması ve yabancı sermayenin bu alandaki yatırım isteği, 2. el otomotiv pazarındaki büyüme potansiyelinin dinamikleri olarak değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.
AYNI ARACIN FİYATI YIL İÇİNDE DEFALARCA DEĞİŞİYOR
Sektörün gerek iç pazar gerekse üretim, ihracat ve sağladığı istihdamla ekonominin lokomotifi konumunda bir öneme sahip olduğunu vurgulayan İnan Ekici, şunları kaydetti: “Sektör olarak 30 Haziran’da süresi dolan vergi indirimi ve talep artırıcı önlemlerin yıl sonuna kadar uzatılmasının hayati önem taşıdığını düşünüyoruz. Ancak asıl önemli olan, kısa dönemli destekler yerine sektörü sürekli canlı tutacak daha orta ve uzun vadeli vergi düzenlemelerinin yapılmasıdır. Matrah bazlı ÖTV uygulaması, sektörün yıl içerisindeki stok ve sipariş yönetimini sağlıklı şekilde gerçekleştirmeye fırsat vermiyor, aynı araç yıl içerisinde farklı ÖTV dilimlerine girebiliyor. Bu anlamda sürdürülebilir bir düzenlemeye ihtiyaç var.”
İKİNCİ EL ARAÇ ALMANIN TAM ZAMANI
Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak “Şu anda perakende satışlara baktığımızda sıfır otomobil fiyatlarının nispeten yüksek kalmaya başladığı görülüyor ve bu nedenle tüketiciler, tercihlerinde ikinci el araçlara yöneliyorlar. Gelinen noktada sıfır otomobil ile ikinci el satışları arasındaki fark 1’e 16’ya yükselmiş durumda. Şu an her marka ve model ikinci el otomobil almanın en uygun zamanlarından biri diyebiliriz. Türkiye Filo Kiralama Sektörü bugün sıfır araç fiyatlarının yüksek olması nedeniyle yeni bir baskı altında. Sıfır araç fiyatlarının yüksek olması nedeniyle sektör olarak filo müşterilerimize nispeten yüksek maliyetler çıkartmak zorunda kalıyoruz. Buna bağlı olarak da müşterilerimiz, araç ihtiyaçlarını öz sermayelerini kullanarak ikinci el otomobil ile karşılamaya yöneliyorlar ki bunun, içerisinde bulunduğumuz finansal koşullar dikkate alındığında çok da doğru bir hamle olmadığını söylemek gerekiyor” dedi.